MASUMİYET

O, saf bir titreşim, korunulması gereken bir gelinciktir.
Evet, kendini görene, raiyasını herkesin duyamayacağını kavrayana kadar korunulması gerekir.
Bir gelinciğe ormanda ne olur?
O savunmasızdır, şuursuzdur, kendini koruyamaz.
Kendini korumayı bilmez, öğrenemezdi bunu, öğretilemezdi.
Bu onun gelincik olmaktan vazgeçmesine neden olabilir mi?
Bir gelincik başka bir şey olabilir mi?
Hayır, bir seçeneği yok.
Aslında çocukta küçük yaşlarda böyledir.
O çocuktur, saftır, saf bilinçtedir.
Başka bir seçeneği yok.
Ve bu çok güzel, çok coşkulu, her anı ayrı güzel bir şarkıdır.
Bu her yere yayılan, dalga, dalga saran muhteşem bir ezgidir.
Herkes bu ezgiye çekilir, her yetişkin aslında öyle kalmak ister.
Çocuğa gıpta eder.
İçten içe kıskanır belki, bu coşkunun katledilmesi gerekir.
Oysa, bu şarkının sadece duyulması yeterlidir, sadece dinlenilmesi, en güzeli eşlik edilmesi…
Çocuk yönlendirilmemeli.
O farkındadır, her şeyin, saf bir bilgedir aslında.
Yetişkinler bunu bozar, bunu kirletir, saf bilince müdahale ederler.
Ve işte o zaman çocuk, saf kalamaz.
Gitgide daha da yozlaşır.
Masumiyetini gitgide kaybederek, bozulur.
Adım atamaz, korkar, yeniliği kucaklayamaz.
Yeniliğin altında hep çapanoğlu arar.
Aslında içten içe çürür, ben buna “İçsel Çürüme” diyorum.
Büyüyünce de ondan, doğallık, saflık, iyi insan olmak, akışta olması, kontrolü bırakması ve masumiyet beklenir.
Kaldı mı ki?
#kalpterapiyaşamokulu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tekamül ve Beslenme

Bütünleşme

YAŞA GİTSİN!

ŞUUR