Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YAŞA GİTSİN!

Yaşamın gereği dışında olan mecburiyetlerimiz. Yapmak zorunda olduğumuzu düşündüğümüz disiplinler. Korkularımızın bunları büyütüp, taç yapması. Örneğin yakından tanıdığım ve on yılı aşkındır uyguladığım, öğrettiğim, Yoga disiplini. Yoga, yapmak zorunda hissetmedikçe, altı inançlara bağlı korkularla karışmış bir ateşle tutuşturulmadıkça ne kadar güzel bir şey! Elbette burada belli bir anlayışa gelene kadar bir disiplini, öğretiyi uygulamaktan bahsetmiyorum. Bahsetmek istediğim; mecburiyet kavramı ve kaçışlarımız. Bir öğretinin anlayışına, bakış açısına bağlanışlarımız. Öğretinin bir hikayesi var ise (hikayesiz öğreti olamaz), onu zekanın süzgecinden geçirmeden inanabilmemiz. Hatta Hakikat saymamız. Tabi burada önyargılı ve aşırı şüpheci olmanın keskin köşesini de kastetmiyorum. Evrende her şey, her an değişken ve akıcı. Yaşam bize acısıyla, tatlısıyla, öfkesiyle, üzüntüsüyle yani doğal salınımında akmakta. Bir disiplini uygularken, özellikle o disiplinle belli bir anlay

HAKİKATE ŞARJ GEREKMEZ

Resim
Gerçek bir Üstad (maalesef günümüzde bu kavram bilinmiyor, ya da yanlış biliniyor, bu kelime sürekli ortada başı boş geziyor ) öğrencisini özenle seçer. Tabi ki öğrenci de onu seçmiştir. Öğrenciyi kabulden önce uzun süre onu gözlemler ve dener. Bilinenin aksine çok, çok az kişi buna hazırdır. Çünkü O, sizin egonuzu okşamaz ve onu var etmez. Aksine, size tüm Hakiki olmayan şeyleri işaret eder(sürekli egonuzu aynalar ve Hakikati perdeleyen perdelerinizi) ve siz adım adım bu kabuklardan, maskelerden soyunursunuz. Burada iş size düşüyor. Ne kadar iradelisiniz? Ne kadar hazırsınız? Çok yalın anlattığım bu eğitim çok nazik ve adım adım ilerler, Çünkü kumdan kale değil, kalıcıdır. Buna örnek verirsem ileri aşamalarda ne meditasyon ne de inzivaya ihtiyacınız kalmaz. Neredeyse hiç birşeye ihtiyacınız kalmaz. GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDAN SUKUNETLE GEÇERSİNİZ. Nefesiniz, yürümeniz MEDİTASYON OLUR. Hakikate Şarj gerekmez  :)  Akar üzerinden... Sadece illüzyonun şarja ihtiyacı vardır, o buna muhtaçtı

MASUMİYET

O, saf bir titreşim, korunulması gereken bir gelinciktir. Evet, kendini görene, raiyasını herkesin duyamayacağını kavrayana kadar korunulması gerekir. Bir gelinciğe ormanda ne olur? O savunmasızdır, şuursuzdur, kendini koruyamaz. Kendini korumayı bilmez, öğrenemezdi bunu, öğretilemezdi. Bu onun gelincik olmaktan vazgeçmesine neden olabilir mi? Bir gelincik başka bir şey olabilir mi? Hayır, bir seçeneği yok. Aslında çocukta küçük yaşlarda böyledir. O çocuktur, saftır, saf bilinçtedir. Başka bir seçeneği yok. Ve bu çok güzel, çok coşkulu, her anı ayrı güzel bir şarkıdır. Bu her yere yayılan, dalga, dalga saran muhteşem bir ezgidir. Herkes bu ezgiye çekilir, her yetişkin aslında öyle kalmak ister. Çocuğa gıpta eder. İçten içe kıskanır belki, bu coşkunun katledilmesi gerekir. Oysa, bu şarkının sadece duyulması yeterlidir, sadece dinlenilmesi, en güzeli eşlik edilmesi… Çocuk yönlendirilmemeli. O farkındadır, her şeyin, saf bir bilgedir aslında. Yetişkinler bunu bozar, b

Masumiyet

Resim
Gerçek masumiyet kendini savunamaz çünkü kötülüğü bilmez, tanımaz. İnsan tanımadığı bir şeye karşı nasıl kendini savunabilir? Bu mümkün değil… Eğer kişi gerçekten masumsa ve kötülüğü bilmediği, ayırt edemediği için kendiliğinden bir saflık, bir masumiyet içindeyse- bu gerçekten çok, çok nadide bir durumdur- O, bunu sürekli gözetir. O sürekli O’nu kollar, O’na yağdırır, O’na bir değil, bin verir. Ve en ilginci O kişi kullanılamaz olur, bundan tamamen özgür olur; çünkü her durum kazancına, her yol hayrına, en önemlisi tekamülüne, hayallerine çıkar.

Bütünleşme

Resim
İnce bir yağmur yağar, Bırakırım kendimi, kaçmak aklıma gelmez, Islanırım. Fırtınaya dönmeye başlarsa, korurum kendimi ancak, Önce içine karışırım. Her şeyi ile kabul ederim Onu, O da beni. İşte o zaman, fırtına, fırtına olamaz artık. O ben olur, ben de O… O zaman birlikte süzülürüz cihanda. İlk defa tadına vararız tüm alemin...

Olgunlaşmak

Herşey zihinde olup biter ve geçicidir. Herşeyi kendimiz yaratırız. Kendimiz yıkarız. Kendimiz sabitler ve odağımıza alırız. Kendimiz, kendimizi acıtırız. Kendimiz, kendimizi mutlu ederiz. Ancak hem negatif, hem de pozitif zihin hallerini başkalarına bağlarız. Olgunlaşmanın yani tekamülün ilk adımı; kendi sorumluluğumuzu ağlamadan üzerimize almaktır. Her şey değişken ve geçicidir. Bu evrende hiçbir şeyi sabit, kalıcı kılamazsınız. Aksine tutmaya çalıştığınız her şey bir sabun köpüğü gibi avucunuzdan kayar. Kalıcı olan tek şey; senden O'na alan açarsan hiç durmadan akan ve asla durdurulamayacak olan; şefkat, coşku ve özsel sevgidir. Bu sebeple her durumda elimizden geleni, erdemli biçimde yaptıktan sonra serbest bırakmak ve akışa güvenmek bilgelerin yoludur. #kalpterapiyaşamokulu

Anlamak

Anlayamadığıma saygı duyarım, çünkü orada bir ders veya Hakikat vardır.

RÜZGARLA DANS

Resim
Kapat gözlerini, bak rüzgar esiyor. İzin ver, tenine değsin. Sonra içine girsin, seni sarsın. Sen O ol, O da sen. Nefesin bütünleşsin O’nunla. Bırak kendini O’na tamamen. Akıt zihnini O'na, arındırsın. Şifalan O'nunla, seni sarsın. Çok iyi gelecek  ✨ 🌻 # hadiyap   # kalpterapiyaşamokulu

Farkındalık

Farkındalığı yaşama geçirmek bir sanattır. Yaşama geçirilememiş farkındalık zihnin tozlu raflarında unutulur.  Bu, deneyim ve temiz ayna ile mümkün olur.

ŞUUR

Resim
İnsanın "otomatik pilotta" ego ile savrulup durmasının tek çözüm yolu; şuuru üzerine çekebilmeyi öğrenmesidir. Ancak o zaman kader tersine döner. Ego, senin aletin olur 🌺

Düşünce ve Duygular

Resim
Düşünce ve duygularımız bilinçaltı kayıtlarından (ego) gelir. Kişilik kadar önemsizdirler (kabuk). Kişilik, gerçekliği çarpıtarak bize aynalar. Bu sebeple: Düşünce ve duygularımızı üst, üste koyarak tekrar, tekrar yeniden manalandırmanın, bu manalara deliller aramanın, delillere inanmanın  😊  hiç bir yararı yok. Bu sadece illüzyonu derinleştirir. İşte bu yüzden "Olanı olduğu gibi" görebilen bir zihin yaratmak, kendimizi yeniden yaratmaktır. 

Masumiyet

Gerçek masumiyet ve Varlık ile doğal akış zihin ile algılanamaz. Göz ile görülemez. Bu güneşe taş atmaya çalışmaya benzer. 🌺 Kalp ile görülebilir. Kalp ile hissedilebilir. Ancak bu gerçekten çok nadide bir çiçek, en yüksek Samadhi ile aydınlanmışların sır dolu yoludur.

Gerçek "Ben"

Resim
Gerçek "ben" bizde mevcut olduğu için ona çok istisnai koşullarda da olsa temas edebiliriz. Bunun ardından, Gerçek Varlığa sahip olmanın ne gibi bir şey olacağını biliriz. Daha önce duymuş olduğunuz gibi, bazen büyük ve uzun süreli baskıyla, tehlikeyle, hastalıkla, büyük bir felaket veya bu türden başka bir şeyle yüz yüze kalınca insan kendindeki Gerçek Ben'e temas edebilir. Derken, her şey değişir. Korku onu terk eder. Endişe onu terk eder. İçsel huzursuzluk onu terk eder. Bir  anlığına amacına temas etmiştir. Tüm "Ben" hissi dönüşmüştür. Artık şuurunda olduğu kişi değildir, başka bir kişidir; bütünüyle yeni bir kişidir. Sahte, gerçek dışı, geçersiz olan her şey ortadan kaybolur. Ama şu anki halimizle, buna kalıcı olarak erişmek için sahte, gerçek dışı ve uydurulmuş her şe y için uzunca bir mücadeleye girişmeliyiz. Şimdi bu anlamdaki ilk ödemelerden biri kendinizin birlik değil, çokluk olduğunun farkına varmanızdır. Bu, kendi üzerinde çalışmayı gerektirir. Ma

Varlığın Sistemi

Resim
Varlığın sisteminde herşey nötrdür. Elimizde bit kadar kova ve fırça ile herşeyi beyaza veya siyaha boyamaya çalışmak sadece acıyı getirir.

Bir İnsanın Tekamülü

Bir insanın tekamülü; hayatın realitesini reddetmeden, yaşamın içinde erdemli bir biçimde, kimseye zarar vermeden, KABULLE ustaca manevralar yapabilmesine, önce kişiliğini, ikiliğini görüp kendini ve Varlık'ı (bütünü) olduğu gibi kabul edebilmesine ve kalbini açmasına, her ikisini de isyan edip yadırgamamasına, acı bile geldiyse eyvallah deyip kendine bakıp, kendini değiştirmesine; yani olgunlaşmasına, zevke tutunmamasına, tek kutupta kalmaya uğraşmamasına (ki bu zaten direnmektir, kutupluluk yasasına aykırı olduğu için kişi tam tersi yöne eninde, sonunda direndiği güç kadar savrulur) kendini türlü çeşitli uyuşturup hayal dünyasına sığınmamasına, (günümüzde malzeme çok çeşitli, manipülatörü de bol, onlarında sistemde yeri var) Varlık'ın verdiği işaretleri algılamasına (uçuk kaçık şeyler değildir bunlar, tam hayatın içindendir) ve dersleri okuyabilmesine, bunları okuyarak uyanmasına ve eylemlerinin bütünün hayrına olup olmaması ile sıkı sıkıya bağlıdır. Her ne yaşıyor olurs

An

Resim
An'da olmak istiyorsan kendini unut ama uyuşturmadan  ☺️

En Büyük Acı

En büyük acı "kendin" olamamak. Sürekli "bir şey" olmaya çalışmaktır.

YARATIM

Yaratımın ilk kuralı; kabul etmektir.

EGO

Resim
Ego çok sinsidir: Gördüğünü sanar, anladığını sanar, aştığını sanar, sevdiğini sanar, o sanaldır. Sanar. Ego sevemez mesela; Sevdiğini sanar. Kilit dersine ulaşırsın, onu çarpıtır, sarar. Çarpıttığını göremezsen; "yolunu" sarar. Hiç birşey bulamazsa, en zaafını sarar. O'nun işi odur; sarmak ve sanmak. Özünü sarar, ilişkilerini sarar. Gözüne gözlük sarar  🤣 O zaman da sanarsın 😊 Ego, Hakikati dalga, dalga sarar.

Eyvallah

Samimi bir "eyvallah bilinci" tüm karmaların sonudur. O'na teslim olan O'nunla akar.

O

O'nun yolunun sahibi yoktur, Aslında O'nun yolu yol bile değildir.

Tekamül ve Beslenme

Resim
Tekamülü beslenme temelli bir yaklaşımın üzerine oturtarak kısırlaştırmanın varlığın sisteminde yeri yok. Bunlar yoga gibi -yogadan örnek verirsek- yanlış anlaşılarak, yanlış uygulanan ve kavranan (günümüzde yoga doğru uygulanmıyor ya kısır bir yükseliş ya da tekamül sağlamaz bu durumda veya nispeten doğru uygulanıp yararları manipülasyon için kullanılabiliyor, bu ise çok tehlikeli olabilir) kişinin benliğinin bir parçası yapabildiği yazılımların yarattığı illüzyonun sonuçl arı. Yoga günümüzde bir yazılım halinde, aynı kişilik illüzyonu gibi illüzyon durumunda. Öğretilerin hepsi bu durumda, yani yazılım, kişilikten farksız. İçine girer o biçimi alırsın. O öğretinin gözlüğünden bakarsın dünyaya. Beslenme konusundaki bütünlük bilincine ters düşen bilgiler öğretilerin yarattığı illüzyon maalesef. Ancak kişi tabi ki istediği, seçtiği biçimde beslenebilir. Bunun dışına çıktığı zamanda yazılımına, öğretisine uygun düşmediği için yani bilinçaltına ters düştüğü için kişi çok rahatsız olur.

Acı, bir biber çeşidi değildir :)

Resim
Hakikat insanı hiçliğe iter, O’nu egona katamazsın, bir parçan, hobin yapamazsın. Egoyu parlatamazsın onunla mesela. Koşulsuz sevgi kelebeği değildir. Sana ışıldayarak gelmez mesela. Herşeyi tek, tek bıraktırır. Neye çok bağlanmışsan, onunla ders gelir. Direnirsen acı gelir. Kontrolü bırakmazsan acı gelir. Akışını kabul etmez, reddedersen acı gelir. Sürekli bir kutupta kalmaya çabalarsan acı gelir. Bir parçasını reddedersen acı gelir. Yargılarsan acı gelir. İçgörü geliştirip kendini geliştirmezsen acı gelir. Kısaca dersleri alamazsan, tekamül edip, dönüşmezsen acı gelir. Ee bir kısır döngünün içinde, fanusta ilelebet yaşayamayacağına göre? :) Dersleri, işaretleri değerlendirip, tefekkür edip, içgörü geliştirerek kendini değiştirmek (tekamül) ise uyanık bir zekanın işidir. O'nunla herkesin bağı özel, O herkese özen, yol gösteriyor. Uyanık zeka; manipüle edilmemiştir, farkındadır, kendini kandıramaz, kendini uyuşturamaz. www.kalpterapi.com

Kabulün Gücü

Resim
#merhabamartı Kendimizi iyi hissederken birden bir "kara bulut" gelir ve izin verirsek yavaş, yavaş mutluluğumuza sızar. Peki ya onun gelişini görür, fark eder ve kendimizle özdeşleştirmezsek? Yani, ona bakar, onu tanır, bizi sarmadan sadece gerçekten farkında olursak. Farkında olduğumuz duygu, düşünce bize sızabilir mi? Farkında olduğumuz, bizi aşağıya çekebilir mi? Aslında bunu iki biçimde yapabiliriz; ya içimize sızmasına izin verip, tamamen teslim olup acı veren duygunun içimizden geçmesine izin vermek (farkında olarak, onun biz olmadığını bilerek). Veya; her geldiğinde kendimizle özdeşleştirmeyip onu her seferinde daha iyi tanıyıp, her tanıdığımızda şuurumuzu daha da genişletip, direnmeden, farkındalığımızı artırarak. Gelsin ve gitsin🍀🌸 Dağılsın kara bulutlar 🌺💫 Bunu yapınca ne olur? Artık kontrolümüzü kaybetmemize, üzülmemize, mutsuz olmamıza neden olan düşünce/duygu kısa sürede bize işlemez hale gelir. Öz'e alan açılır, Öz egonun önüne geçer, bilinç g

Kişi olmak

Resim
Kendini, kişiliğini  fazla ciddiye alan insan gergin olur. Onun bakış açısı, illüzyonu keskindir ve herkesten buna uymasını bekler. Çıkarları için iletişim kurar, egosuna uymayanı fazla çıkarı yoksa alttan almaz, direkt reddeder. Kendini, kişiliğini fazla ciddiye alan insan neşesini kaybeder. Hayatın tadını çıkaramaz. Zihni hep geçmiş ve gelecektedir. An ile ilgilenmez. Sürekli savunma halinde, tehlike bekleyerek, alarmda, yaşamını çarçur eder. Kendini, kişiliğini çok  ciddiye alan insan gerçek bir ilişki, iletişim kuramaz çünkü kendisi kendi değildir. Girilen her ortama uygun bir maske ceptedir. Bunda da yadırganacak birşey yoktur çünkü bir insanda birden fazla ego bulunur. Kendini, kişiliğini ciddiye alan insan gerçekten gülmeyi, gerçekten ağlamayı unutur. Gerekliyse güler, gerekliyse ağlar, gerekli, gereksiz konuşur ama neredeyse hiç susmaz. www.kalpterapi.com

Kundalini

Resim
Psikolojik sorunları veya travmaları olan (herkesin var) insanlara bunları çözmeden kundalini çalışmaları yaptırmak kişiyi uçurumun kenarına bırakıp düşüp düşmeyeceğini izlemeye benzer. Kundalini nasılsa çözer, palavradır. O sırada bilincinizi kapatıyorum birşey olmaz palavradır. Hele ki yüzeye çıkan travmayı (blokajda diyebiliriz) kişiyi daha ağır psikotik hallere sokabilecek, tamamen gerçek dışı şekilde tanımlamak hem çok zararlı hem de iyice palavradır. Kişinin bu işin ehli  bir Ustası yoksa bunun altından kalkıp kalkamayacağı tamamen onun karmik durumuna ve psikolojik gücüne kalmıştır. Bugün yt'da bile yüzlerce "kundalini" hakkında konuşan ve "çalışma" öneren kişiler vardır. Bu kişileri dinlediğinizde kendilerinin bile psikolojik sağlıklarının çokta iyi olmadığını tespit etmeniz duru bir görüşle kolaydır. Kundalini oyuncak değildir. Korkulacak birşey de değildir ancak ehil olmayan kişilerin elinde bir kabusa dönüşebilir. Çünkü o sizde ne güçlüyse onu d

08.10.2018 yeni ay

Resim
Bu yeni ayda sadece kontrolü bırak.  Zihnini, bedenini, enerjini kontrol etmeyi bırak, 🎶 hele olayları, akışı kontrolü hepten bırak, 😂 hiç birşey elzem değildir. Her durum iyidir, 🙏 olacak olan olsun, teslim et,  bırak. Sonra da bırakmayı bırak.

Olacak olan olsun

Resim
Ben ego değilim,beden değilim, zihin değilim, saf ruhum, uçar, kaçarım. savaşçıyım, ışığım, meleğim vb. zanlar travmaları olan (kimin yok?) İnsanlar için travmalarının şiddetine göre gayet isabetsiz zanlar olabilir. Reddedilen şey insana çarpar. Önce bir bakalım kendimize ayaklar toprağa basabiliyor mu? Kendini kabul ne derecede? Yani önce buraya topraklanabilmiş miyiz kabulle? Işık ve sevgiyle, nefretle ve karanlıkla, beyaz ve siyah ile. Mutsuzluk neden kötü? Neden herşey iyi olmak zorunda? Peki o zaman sarkaç yasası neden var? Neden diğer kutup var? Yaradanın gücü yetmemiş mi herşeyi iyi, güzel, beyaz ve doğru yapmaya? Mesela kuşlar mutlu olmaya çalışıyor mu? 🙂 Irmaklar tek yönde akmaya çalışıyor mu? Kır çiçekleri kışında yaşamak için diretiyor mu? Ağaçlar düşen yapraklarını uzatmaya, bünyesine tekrar katmaya çalışıyor mu? Neden rüzgar tek yönde esmeye çalışmıyor? BIRAK Olacak Olan Olsun.

BAK

Resim
Kendini kötü hissetme, sahte bir "iyi hissetme"den çok daha iyi ve büyütücüdür. Kötü hissediyorsan izin ver. Her zaman iyi ve güçlü olmak, gözükmek zorunda değilsin. İzin ver, gözlemle, tefekkür et, aksın gitsin. İçine atma, bastırma, görmezden gelme, barış kendinle. Psikolojik rahatsızlıkların bir çoğu içine bakamamaktan, kendini reddetmekten kaynaklanır. Bak bakalım neler oluyor? Varlığında neleri reddediyor, bastırıyor, görmezden geliyor, kaçıyor, kaçarak büyütüyorsun. Bak ki reddettiğin duvarlara toslama. Çünkü evren böyle çalışıyor, o ders alınacak.  İçselleştirene kadar bize sunulacak.  İyi ki  <3 Yap hadi. Çok iyi gelecek. www.kalpterapi.com  <3

Uyanmak

Resim
En son ne zaman kendinizi gözlemlediniz? Düşüncelere takılmamak daha kolay ya peki duygular? Duygularımızı genelde göremeyiz çünkü onlarla çok fazla özdeşleşmişizdir. Kalıplaşmış otomatik duygu, tepki ve düşüncelerimizi gerçekten görebilseydik dehşete düşerdik.  Aslında nahoş duyguları ifade etmek, sık sık hayatta "samimi olmak ve yardım etmeye çalışmak" diye ifade edilir, bu şekilde kılıfına uydurulur. Kibrimizi tatmin eden herşeyi severiz, bizi pohpohlamayan komşularımızı sevmeyiz. Uyanmak; kendimiz hakkında, giderek neye benzediğimiz hakkında çok daha fazla şuurlu hale gelmektir. www.kalpterapi.com www.hakikatim.com  🌞 🍀